Ä°ki çift lastik çizme, iki yaÄŸmurluk, çapa, bel, kürek, bir hoca, bir öÄŸrenci. Böyle baÅŸladı… A bir de budama makası.
​
Orman dedik aÄŸaç diktik, bal ormanı oldu. Arı dedik arı oldu. Arı olunca bal da oldu. Balımızı yere göÄŸe koyamadık. Yedik, paylaÅŸtık bitmedi.
Biz de cam kavanozlara koyduk, mantardan kapak uydurduk. Ä°sim ne olsun dedik karar veremedik. AÄŸaçları ellerimizle diktik arılara kendimiz baktık. Bu bala ancak mührümüzü basarız dedik. Adı da mührün farsça kökeni “Muhr” oldu.
Ben ÅŸehirlinin okumuÅŸu, köylünün cahiliyim. Yolun başındayım, acemiyim, ÅŸaÅŸkınım ama aynı zamanda acayip hevesliyim.
Kitaplar yazar, fotoÄŸraflar gösterir fakat yaÅŸamın kendisi baÅŸka bir ÅŸey. Okumak ile deneyimlemek arasındaki farkı keÅŸfetmek baÅŸlı başına bir macera bence...
"DOÄžA" yolculuÄŸumdaki deneyimlerini, keÅŸiflerimi ve maceralarımı sizlerle paylaÅŸmaya da çok hevesliyim.