Bahçenin inatçı dikenleri sonunda mutfağa girdi. Yapraklarının kenarlarında o kadar sivri ve batıcı iğneler vardı ki yenebilirlikleri konusunda başlangıçta çok emin olamadım. Ama madem onları topraktan söküp mutfağa sokmuştum artık onlarla birşeyler yapmak durumundaydım.
Biraz evirip çevirdikten sonra köklerinin çamurlu dış kısımlarını kazımaya başladım. Sonra kalın kökleri boyuna yarıp ortadaki sert kısımlarını çıkarttım. Bazı dikenlerin kök ortaları da oldukça lezzetliydi ama çoğununki acı ve sertti. Köklerin dış kısımlarının lezzeti marul koçanını andırıyordu.
Sıra dikenlerine geldiğinde birkaç acemice denemeden sonra yaprakların ortasındaki ana damarlar kalacak şekilde dikenli kısımları sıyırmayı becerdim.
Köklerin tadı çiğ iken göreceli ama şunu belirtmeliyim ki, topladığım dikenlerin hepsinin yaprak damarları kesinlikle gayet lezzetliydi. Dikenlerinden ayıramadığım ortadaki en küçük yaprakları çıkardım ve böylece ayıklama işi bitmiş oldu.
İlk denememde dikenleri ayıklayıp yıkadıktan sonra hepsini aynı tencerede az su ile haşladım. Süzüp tabağa aldım ve henüz sıcakken zeytinyağ ve limon suyu ekledim. Sonuç başarılı oldu. Haşlama suyunu dökmeye kıyamadım. Eşimin tavsiyesi üzerine bir tane portakal sıkıp ekledim. Böylece dikenlerin suyunun da tadına bakmış olduk. Taze ot kokusu ve hafif portakal lezzetiyle bizce iyiydi.
Sonraki denemelerimde dikenleri türlerine göre ayrı ayrı haşladım. Kimine sarımsak, limon, zeytinyağ ekledim, kimini az haşladıktan sonra soğanla kavurup zeytinyağ ekledim. Bir dahaki sefere kuzu eti ile pişirmek istiyorum. Bu arada lezzetini çiğ iken göreceli bulduğum kökler piştiğinde hele de soğanla kavrulduğunda yemeğin en güzel kısmı haline geliyor.
Bu kadar zahmete neden girdiğimi de kısaca belirtmeliyim. Çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgilere göre bu yabani dikenler A, B ve C vitamini deposu olmanın yanında sindirim sistemini rahatlatıyor, karaciğeri destekliyor ayrıca metabolizmayı düzene sokuyor. Kış aylarında körpe filiz ve kökleri, ilerleyen zamanlarda dalları, hatta yazın olgunlaşan tohumlarından bile faydalanılıyor. Bazılarından çay yapılıyor, doğuda yetişen bir türünün köklerinden sakız yapılıyor hatta bazılarının tohumları kahve yerine içiliyormuş. Yıl boyunca gözüm bu dikenlerin üzerinde olacak. Şimdi bir de elime batan iğnecikleri çıkarmanın kolay bir yolunu bulmalıyım derken zeytinyağ sür dediler. Neden olmasın…
17 Şubat 2013
Comentários